AŞKIN TAŞA,TAŞIN AŞKA GELDİĞİ ŞEHİR
   
 
  ANA SAYFA

HİÇ,HİÇ KİMSEDİR 
 Hiç, hiç kimsedir.
Ne yerde, ne gökte…
Sisin içinde su zerreciği…
Muallâkta.
Zamanın dışında, tarihin içinde,
Zeki ve akılsız.
Ne yokuşta, ne düzde,
Herkesin çiğnediği yerde.
Bir kavşaktadır,
yolları olmayan.
Labirentin giriş kapısıdır.

Hiç, hiç kimsedir.
Vardır bestesi,
sözü yok bu şarkının.
Ve alfabesiz bir kitap,
kimsenin okuyamadığı.
Bir boşluktadır,
içi boşlarla dolu.
Vardır kokusu bu gülün.
Koruyacak, kanatacak,
Talibi yok…….
Babası vardır.

Hiç, hiç kimsedir.
Züleyha’nın gözlerindeki ateş.
Yakan, yaktıkça yanan.
Aşılacak dağları,
aslı, Aslısı dündedir.
Ateş ve taş…..
Neyin hamalıdır bu gözler,

kimde iz bırakır.
Serap görmektedir,
bir vaha…..
çölün ortasında.

Hiç, hiç kimsedir.
Yaşamakta, koşmaktadır.
Kediler ve köpekler.
Bir kemik parçası….
Onlarda yaşamaktadır.
Seni beni yok,
kendisidir.
Rakamdır,
büyük sayıları oluşturan.
İpin ucu,
kuyunun dibindedir.
     İmran ÖZTÜRK  
        2006
    
 

  
                                         İSMİ CEVAHİRDEN

     Ses ver can!

Üzerindeki tozları al hatıraların.

Mimi kaldır, bir elif yaz.

Gözyaşı ıslak, inci taşmış.

Her gece kime elbise olur,

Hangi parmaklarda titrer, güvercin kanatları.

Durdur içimde dönen semazenleri.

İmamesiz tespihe dizilmişim.

Bir Mecusi odun taşır ben yanarım

Şebi öldürdün, kime arus oldun can?

 

Ses ver can!

Bir yatıra göm saflığımı.

İlk çaputu sen bağla.

Ah! Vuslat ölüme kurulmuş.

Başımı Mardin Eşiğine dayamışım.

Gecenin ayazında ıslak yerde yatmışım.

Sakarya kıvrım kıvrım akadursun.

Ufuk çizgisine dizmişim bütün yıldızları.

Sen Kaf dağındaki sufi.

Şebi öldürdün, kime arus oldun can?

 

Ses ver can!

İnciden taşa bağladığın,

İçimde havlayan köpekler sussun.

Bizide bir gün terkisine alır mı vuslat?

Bu ateş sönerse kim küle döner?

Bu ruh, bu bedende sürgün.

Kırılır gönül şişesi.

Geceleri uzatır hayallerim.

Sen asıl ve asil unsur

Şebi öldürdün, kime arus oldun can?

 

Ses ver can!

Bu melül diyardan, bu kalbi sahiden.

Çekip gitmeyi beceremedin.

Dörtnala, binmişsin tefrit atına.

Elden geleni dile....

Dilden geleni kalbe hapsetmişsin.

Bu günü kim etmiş ezber?

Yarınını kim ısmarlamış?

Hani yolun, kelebekleri çağıran ışık.

Şebi öldürdün, kime arus oldun can?

 

Ses ver can!

Ah inciden mezar taşım!

Müspet değilim, ser azadım.

Dün yandı, bugün yanıyor.

Yarında, hep yanacak.

Sözünde durmaz Küfe.

Ama yine de haykırır Zeynep.

Zamana, kılıca duyarlı kulaklara.

Vardır her gecenin bir ardası.

Şebi öldürdün, kime arus oldun can?

 

 

 

Ses ver can!

Ah esmer memleketimin masalı!

Hani deniz, nerde şahmeran.

Ben, sendeki seni değil.

Bendeki seni, kendimi ararım.

Eşya eskir, yaşlanır insan.

Sol yanım yeniden diriliş yaşında.

Kır çiçeklerine masallar.

Amasız yürü, fakatsız konuşsun gözlerin.

Şebi öldürdün, kime arus oldun can?

 

Ses ver can!

İsmi cevahirden, danesi zevahirden.

Sadra şifa, gönülsüz gönle düştü.

Çiçeksiz bahçeye, bülbülsüz ağaca…

Demli gecelere sinmiş kokun.

Geceleri sirkate çıkar gözlerim.

Kaldır kirpiklerini bir bakış çalsın.

Mecbursun gözlerim, gözlerine değdi.

Kristal hayaller peşinde bir ömür.

Şebi öldürdün, kime arus oldun can?

 

İmran ÖZTÜRK

MAYIS 2009

 

 
 
 
Bugün 1 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol